Paris İklim Anlaşması nedir sorusu, iklim kriziyle ilgili gündemlerde sıkça karşımıza çıkıyor. Bu anlaşma, 2015 yılında Fransa’nın başkenti Paris’te gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nda kabul edilmiştir. Anlaşmanın temel amacı, küresel sıcaklık artışını 2°C'nin altında tutmak ve mümkünse 1,5°C ile sınırlamaktır. Taraf ülkeler, karbon emisyonlarını azaltmayı, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmeyi ve çevre dostu enerji kullanımını artırmayı taahhüt etmiştir.
Bu bağlamda "Paris İklim Anlaşması Türkiye" gündeminde de uzun süre yer aldı. Anlaşmayı imzalayan ülkelerden biri olan Türkiye, başlangıçta çeşitli çekincelerle sürece dahil olmadı. Ancak 2021 yılında resmi olarak onayladı. Paris İklim Anlaşması Türkiye için önemli bir adım olmakla birlikte, uygulanması çeşitli ekonomik ve sektörel zorlukları da beraberinde getirmektedir.
Paris İklim Anlaşması’nın önemi, küresel ölçekte çevre ve ekonomi politikalarını şekillendirmesi açısından oldukça büyüktür. İklim krizine karşı alınabilecek en güçlü ve kapsayıcı adımlardan biri olarak kabul edilen bu anlaşma, ülkeleri karbon salımını sınırlama konusunda ortak sorumluluk almaya zorlar. Sıcaklık artışlarını kontrol altında tutmak; kuraklık, sel, buzulların erimesi ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi felaketlerin önüne geçmek için hayati öneme sahiptir.
Paris İklim Anlaşması'nı kabul eden ülkeler, yenilenebilir enerjiye geçiş, enerji verimliliği ve yeşil ekonomiye yatırım gibi konularda öncü rol oynamayı hedeflemiştir. Türkiye açısından bakıldığında ise, anlaşmanın kabulü AB ile ticari ilişkileri güçlendirmek ve çevreye duyarlı politikaları desteklemek için stratejik öneme sahiptir. Ancak bu süreç, bazı sektörler için yüksek maliyetler ve düzenlemeler getirdiği için tartışmalara neden olmuştur.
Tavsiye : Enerji Etüdü
Paris İklim Anlaşması’nın temel amacı, insan kaynaklı sera gazı salımlarını azaltarak, küresel sıcaklık artışını 2°C’nin altına indirmek ve mümkünse 1,5°C ile sınırlandırmaktır. Bununla birlikte, taraf ülkelerin sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu bir şekilde çevre dostu politikalar geliştirmesi beklenmektedir. Anlaşma, aynı zamanda iklim değişikliğinden en çok etkilenen gelişmekte olan ülkelere finansal ve teknik destek sağlanmasını da amaçlamaktadır. "Paris İklim Anlaşması maddeleri" arasında yer alan şeffaflık, düzenli raporlama ve gönüllü katkı taahhütleri, bu amacı gerçekleştirmek için önemli araçlardır.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için bu maddeler, hem kalkınma sürecini çevreyle uyumlu hâle getirme hem de dış kaynaklardan fon sağlama fırsatları sunmaktadır. Ancak bazı kesimlere göre, bu hedefler Türkiye gibi sanayiye dayalı ekonomilerde kısa vadede bazı sektörler için maliyet oluşturabilir.
Paris İklim Anlaşması’nı kaç ülke imzaladı? Bu soru, anlaşmanın küresel geçerliliğini anlamak için oldukça önemlidir. İşte bu kapsamda bazı maddeler hâlinde açıklamalar:
Bu maddeler ışığında anlaşma, küresel düzeyde en geniş katılımlı çevre anlaşması olarak dikkat çekmektedir.
Paris İklim Anlaşması maddeleri, küresel ölçekte iklim değişikliğiyle mücadele konusunda ülkelerin ortak hareket etmesini sağlamayı amaçlayan temel ilkelere dayanır. Anlaşmanın öne çıkan bazı maddeleri şunlardır:
Bu maddeler sayesinde, Paris İklim Anlaşması Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için hem çevresel hem de ekonomik politikalar yönünden dönüştürücü bir çerçeve sunmaktadır.
Paris İklim Anlaşması kapsamında Türkiye’nin görüşleri zaman içinde değişiklik göstermiştir. Başlangıçta, Türkiye anlaşmayı imzalasa da onay sürecini yıllarca bekletmiştir. Bu durumun arkasındaki en büyük nedenlerden biri, Türkiye'nin gelişmiş ülkeler statüsünde değerlendirilmesi ve bu nedenle yeşil fonlardan faydalanamamasıydı. Türkiye bu durumu kabul etmeyerek, gelişmekte olan ülkelere sağlanan finansal destekten yararlanmak istemiştir. “Türkiye Paris İklim Anlaşması’nı neden imzalamıyor?” sorusu da bu tartışmaların merkezinde yer almıştır.
2021 yılında ise bu engellerin büyük ölçüde aşılmasıyla birlikte anlaşma TBMM’de onaylanmıştır. Türkiye’nin resmen anlaşmaya taraf olması, iklim finansmanı, yeşil teknolojiye geçiş ve sürdürülebilir projeler açısından önemli kapılar açmıştır. Ancak bu sürecin uygulanması sırasında, sanayi, enerji ve ulaşım gibi sektörlerin karşılaşabileceği maliyetler ve teknik gereklilikler, bazı kesimler tarafından “Paris İklim Anlaşması'nın Türkiye'ye zararları” olarak yorumlanmaktadır.
Gizliliğinize Değer Veriyoruz
Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar ya da içerikler sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Tümünü Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz. Çerez kullanımı hakkında detaylı bilgi almak için Çerez Politikamızı okuyun.